150 milyon ton! Bugün denizlerde 150 milyon ton plastiğin bulunduğu tahmin ediliyor. Senaryolar dahilinde, eğer önlem alınmaz ya da küresel anlamda bu probleme bir çözüm üretilemez ise 2025 yılında denizlerde 3 ton balığa karşı 1 ton plastik olacağı belirtiliyor. Oran korkutucu olmak ile beraber aslında bir an önce hem tüketici hem de üretici; hem ulusal hem de küresel bazda yapılması gerekenlere dikkat çekiyor.
2018 yılında, Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nda çevreyi etkileyen en önemli altı acil durumdan biri “okyanuslarda plastik” sorununu oldu. Küresel anlamda çözüm üretilmesinin gerekliliği vurgulandı.
Deniz Canlılığı ve Plastikler
Plastik, artık ne yazık ki dünya genelinde denizlerdeki atıkların çoğunluğunu oluşturuyor. Bu atıkların %80’i karadan %20’si de balıkçılık, taşımacılık ve ilgili faliyetlerden kaynaklanıyor. Avrupa’da her yıl denizlere 150-500 bin ton makroplastik, 70-130 bin ton mikroplastik atılıyor. Gözle görünür olan makroplastikler (torba, pipet, balon vb) ile birlikte gözle göremediğimiz ancak deniz canlılarının yaşamını fazlasıyla etkileten mikroplastikler (büyüklüğü 5mm altında olan plastikler, örneğin kozmetik malzemelerinin içerisindeki tanecikler) denizlerde farklı sorunlara neden oluyor.
Mikroplastiklerin etki alanı sadece deniz yaşamı ile de sınırlı değil. Etkilerini hava, musluk suyu, şişelenmiş su, tuz, bal, bira gibi sofralarımıza kadar görebiliyoruz. Mikroplastikleri tüketen midye, yengeç, tekir, dil balığı gibi deniz canlıların tüketilmesi ile insanların sindirim sisteminde de mikroplastiklere rastlanıyor. Yapılan bir araştırma Avrupa’da ortalama bir kabuklu deniz canlısı tüketicisinin yılda 11 bin mikroplastik parça yiyebileceği tahmin edilirken henüz bu mikroplastiklerin insan sağlığı üzerine etkisi bilinmiyor.
Dünya genelinde 700 farklı deniz canlısı türü plastik tehlikesi ile karşı karşıya kalmış durumda. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından Hawaii keşiş foku, iri başlı deniz kaplumbağası, yelkovan kuşunun da bulunduğu bu türlerin %17sini “tehlike altında” ya da “kritik derecede tehlike altında” olarak gösteriyor.
Kullanılmayan misina ve balık ağları, altılı teneke kutu tutacakları ve ambalajlar, deniz canlılığı için oldukça büyük bir tehdit oluşturuyor ve hayvanların uzuvlarının işlevlerini yitirmesine bile sebep oluyor. Plastik sebebi ile oluşan yaralanmalar, şekil bozuklukları, lezyonlar hayvanların diğer avcı türleri için daha kolay bir av haline gelmesine, yüzememesine, boğulmasına neden olabiliyor.
Bir diğer açıdan da plastikler sadece dışarıdan değil, sindirim sistemi yolu ile de deniz canlılarını etkiliyor. Özellikle büyük parçalar halinde yutulduğunda, azalan mide kapasitesi nedeniyle açlık hissi ortadan kalkıyor ve uzun mesafe göç eden hayvanlar bu nedenle yeterli yağ depolaması yapamıyor. Bağırsak tıkanması, ülser, hücre ölümleri, cilt kesikleri de diğer sonuçlar arasında ve bu etkiler deniz canlısının ölümüne sebep verebiliyor.
Turizm ve Balıkçılık
Her yıl atılan 10-20 milyon ton plastik atığın deniz ekosistemine etkisinin 13 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu tutar balıkçılık, turizm sektöründe görülen zarar, ve kıyıların temizlenmesini içinde barındırıyor. Sadece Nice kentinin her yıl kıyı temizliğine ayırdığı fon miktarı 2 milyon avro.
Her yıl 200 milyon turist Akdeniz’de %40 daha fazla deniz çöpüne neden oluyor. Bu nedenle hem turizm işletmelerinin hem de bireysel kullanıcıların konu hakkında bilgilenip, deniz kirliliğine karşı özenli davranması önem arz ediyor.
Balıkçılık sektörü de plastik kirliliğinden olumsuz etkileniyor. Azalan av potansiyeli, gemilerde oluşan zarar ve gıda kalitesinde düşüş ile karşı karşıya kalan bu sektör için AB Deniz filosunun uğradığı yıllık ekonomik zararın 61.7 milyon avro olduğu tahmin ediliyor.
Plastik kirliliği, aşırı tüketim ve atık yönetimi süreçlerinin eksikliğinden kaynaklanan bir küresel sorun. Üstesinden gelmek de işbirliği ve sorumlu adımlar ile mümkün. Bireysel tüketici olarak da bu sürecin içerisinde bilinçle yer almak küresel bir adım atmak kadar önemli. Sadece endişe duymak ile kalmayıp, siz de kullanımlarınızı gözden geçirebilirsiniz.
Bu yazı Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Haziran 2018’de yayımlanan “Plastik kapanından çıkış: Akdeniz’i Plastik Kirliliğinden Kurtarmak” raporundan derlenmiştir. Raporun aslına ocean.panda.org ve mediterranean.panda.org adreslerinden ulaşılabilir.
Künye:
WWF Akdeniz Deniz Girişimi
Başyazar: Eva Alessi
Yardımcı Yazar: Giuseppe Di Carlo
Tercüme: Eda Başgül Di Carlo
İletişim: Stefania Campogianni
Editör: Barney Jeffries
Türkçe Yayın:
Hazırlayan: Yaz Güvendi
Katkıda Bulunan: Yaprak Arda
Çeviri: Esin Aslan Gürbüz
Türkçe Tasarım: Ender Ergün
[products ids=”233,234,235″ columns=”3″]