Dalış diyince aklımıza ilk gelen şeyler ıslak elbise, basınçlı hava, regülatör ve bir dizi ekipman… Yenilikçi dalış malzemeleri, ilerleyen teknolojilerle birlikte daha derinlere, daha uzun sürelerle dalmaya olanak sağlasa da, aslında dalış sporunun “Serbest Dalış” ile nefes tutarak derinlere dalmakla başladığını unutmamak gerek.

Diveaholic, serbest dalışın 8000 yıllık serüvenini, sporun geçen yüzyıllar içinde nasıl bugünkü ekstrem spor (competitive freediving) halini aldığına ışık tutuyor. Bu yazıyı iki farklı bölümde derleyip, sizlerle paylaşıyoruz.

Antik Zamanlarda Serbest Dalış

Bilinen en eski dalgıç kabile Chinchorro, bundan 7000 yıl önce M.Ö. 5000 yılında bugünkü kuzey Şili ve güney Peru arasındaki sahil şeridinde yaşıyormuş. Chinchorro mumyalarında yapılan incelemede, kabile bireylerinin kulak kanalındaki kemiklerin, kulak zarını korumak için kanal boyunca büyüdüklerini farkedilmiş – bu dalış, sörf ve kano yapan ve sürekli suya maruz kalan kişilerde rastlanan ekzositoz rahatsızlığını işaret etmektedir. Chinchorro kabilesi, su altında topladıklarıyla geçinen bir kabile olarak biliniyormuş.

Ege’den toplanmış süngerler, Plato’ya göre dönemin Yunan hamamlarında sünger kullanılmaktaydı.

Antik Yunan, Mısır, Mezapotamya ve İran

Mezapotamya’da dalış yapıldığına dair çok sayıda arkeolojik kanıt mevcut ve bunlar M.Ö. 4500’e, Mısır’da ise M.Ö. 3.200’e dayanıyor. Yunanlılar ise bilindiği kadarıyla 4000 yılı aşkın bir süredir serbest dalış yapıyorlar. Girit ve diğer Yunan adalarında hüküm sürmüş Minos medeniyetinin ardında kalanlar ve yazıtlar kadar Minos seramik sanatına yansıyan deniz kabukları ve deniz kabuğu figürleri buna örnek teşkil ediyor. Yunan sünger ticareti Homer ve Plato’ya ait metinlerde rastlanacak kadar geriye uzanan bir geçmişe sahip.

Yunanlılar sünger toplamak için, 15 kilograma varan granit veya mermer tipi taşlarla 30 metreye varan derinliklere hızlıca indikleri tahmin ediliyor.

Araştırmalara göre dalgıçlar antik savaşlarda da boy göstermiş. Dalgıçlar, su altından giderek gemilerin geçişini engelleyen barikatları aşmak veya demirli düşman gemilerinin iplerini kesmek için kullanılmış.

Sri Lanka (Ceylon), Japonya

Sri Lanka ve Hindistan boyunca uzanan Mannar körfezinin binlerce yıl boyunca istiridye ve inci toplayıcılığına sahne olduğu bilinir. 23 kişilik mürettebatlar ile açılan dalgıç teknelerinde, dalgıçları derine hızla indirebilmek için taştan yapılan counterbalance ağırlıkları kullanılırmış. Sepetini istiridye ile dolduran dalgıç ipe asılarak yukarıdakilere işaret verdiği zaman, mürettebat dalgıcı yüzeye çekermiş.

Japon Ama halkı, geçimini deniz kulağı, istiridye ve inci toplayarak sağlıyormuş. 2000 yılı geçen bir tarihi olduğu söylenen kabile için en erken tarihi yazılar M.Ö. 268’e ait. Toho Üniversite’sinden Minoru Nukada’ya göre erkek ve kadın Amalar farklı aktiviteleri yerine getiriyormuş. Erkekler olta veya zıpkın avcılığı yaparken, kadınlar dibe dalarak deniz yosunu veya deniz kabukluları topluyormuş.

Japonların Amalar hakkında değişik bir teorisi var, Ama kadınları vücutlarındaki yağ oranı dağılımından ötürü erkeklere göre soğuk sularda daha uzun süre kalabiliyorlar. Ayrıca, nefes tutmak konusunda da daha üstünler.

Koreli Hae-Nyeo kadınları için de durum benzer. Erkekler dalış yapmazken, kadınlar 11 – 12 yaşlarında serbest dalışa başlıyorlar ve 17 – 18 yaşlarında usta birer toplayıcı oluyorlar. Her iki halk da, 1930’lara kadar maske kullanmadan 10 – 25 metre derinliğe inebiliyorlarmış.

Sama-Bajaular: Genetik Mutasyon İle Gelen Yüksek Hipoksi Toleransı

Her serbest dalgıç memeli dalış refleksi nedir bilir – vücut ısınız düşerken damarlarınız büzülür ve dalağınız küçülür. Ancak Malezya, Filipinler, Endonezya ve Borneo etrafında yaşayan deniz göçebeleri Sama-Bajaular için genetik mutasyon sayesinde ortalama bir insana göre daha büyük bir dalağa sahipler ve bu sayede 60 metreye varan derinliklere inebiliyorlar, 12 dakikaya kadar nefes tutabiliyorlar.

Sama Bajaular olağandışı büyük dalakları sayesinde suyun altında 13 dakika nefes tutabiliyorlar.

Serbest Dalışın Tarihi hem farklı toplumlarda hem de farklı coğrafyalarda karşımıza çıkıyor, yazının ikinci bölümünde ise biraz daha yakın tarihine bakacağız.

Bu yazı, UW360.asia’nın Evolution of Freediving makalesi düzenlenerek hazırlanmıştır.

Keyifli Günler.
projectinblue

[products ids=”2589,2143,1119″ columns=”3″]

Yorum Yapın